plt yüksekliği

PLT Nedir, Neden Yükselir ve Düşer?

İnsan kanı farklı tipte hücreler içermektedir. Her hücrenin gerçekleştirmesi gereken değişik görevler bulunmaktadır. PLT olarak bilinen trombositler, kanın pıhtılaşmasına yardımcı olmaktadır ve kemik iliği tarafından üretilmektedir. Sağlıklı bir yaşam sürmek için kanda yeterince trombosit olması çok önemlidir.

Trombosit (PLT) nedir?

Trombositler, vücuttaki kanamayı durdurmak için pıhtı oluşturmaya neden olan küçük kan hücresi parçalarıdır. Kan damarlarından biri hasar görürse, trombositler tarafından toplanan sinyaller gönderilir. Trombositler hasar bölgesine ulaşır ve hasarı onarmak için pıhtı oluşturur.

Kanamayı durdurmak için hasar görmüş bir kan damarı yüzeyine yayılma işlemine yapışma denir. Trombositler, yaralanma bölgesine geldiğinde yapışmalarına yardımcı olan yapışkan dokunaçlar oluştururlar. Ayrıca, toplanma adı verilen bir süreçte pıhtıyı yığmak ve daha fazla trombosit toplamak için kimyasal sinyaller gönderirler. Kan hücreleri arasında en küçük yapıya sahip olan olan trombositler ancak mikroskopta görülebilir.

Trombositler, kemik iliğinde beyaz ve kırmızı kan hücreleriyle birlikte yapılır. Kemik iliği, kemiklerin içindeki süngerimsi maddedir. Trombositler kan dolaşımına alındıktan sonra 8 ile 10 gün boyunca yaşamaktadırlar. Kemik iliğinin sürekli olarak kullanılan veya kanama yoluyla kaybedilenlerin yerini doldurmak için yeni trombositler üretmesi gerekir. Kandaki trombosit sayısının belirlenmesi, bir dizi problemin teşhisine yardımcı olabilir.

PLT nasıl ölçülür?

Kandaki PLT miktarı, basit bir laboratuvar testiyle ölçümlenebilir. Tam kan sayımı denilen bu test, damar yolundan küçük bir kan numunesi alarak gerçekleştirilebilir.

Normal bir trombosit sayısı, mikrolitre kan başına 150.000 ila 450.000 aralığındadır. Normal değer aralıkları testin yapıldığı laboratuvarlara göre değişebilir.

PLT neden yükselir?

Bazı durumlarda kan oluşturan hücreler çok fazla trombosit üretimi yapabilir. Bunun nedeni genellikle kan oluşturan hücrelerde meydana gelen bir sorun veya bir hastalığa karşı oluşturulan tepkidir.

Kanda mikrolitre kan başına 500.000 üzeri miktarda trombositin bulunması trombositoz adı verilen tıbbı bir terimle ifade edilmektedir ve iki farklı türü bulunmaktadır:

  • Primer veya esansiyel trombositoz:

Kemik iliğindeki anormal hücreler trombositlerde artışa neden olur, ancak bu artışın nedeni bilinmemektedir.

  • Sekonder trombositoz:

Primer trombositoz ile aynı durumdan oluşmaktadır. Fakat devam eden bir anemi, kanser, iltihaplanma veya enfeksiyon gibi hastalıklardan kaynaklanabilir. Sekonder trombositozda belirtiler, genellikle durumla ilişkili olarak azalıp artabilmektedir.

PLT yüksekliği hangi hastalığın belirtisi olabilir?

PLT yüksekliği vakalarında çoğunlukla vücutta daha fazla trombosit yapmak için kemik iliğini uyaran bir hastalık mevcuttur. Trombositozlu kişilerin yaklaşık üçte birinde kanser vardır. Sıkça görülen diğer hastalıklar ise şöyledir:

  • Demir eksikliği anemisi ve hemolitik anemi,
  • İnflamatuar bağırsak hastalığı,
  • Tüberküloz gibi bulaşıcı hastalıklar,
  • Dalaktaki işlevsel bozukluklar.

Bazı koşullar geçici PLT yüksekliğine neden olabilmektedir. Travma veya büyük ameliyatlar, yoğun fiziksel aktivite, aşırı alkol tüketimi, B12 vitamini ve folat eksikliği, doğum kontrol hapları gibi etkenlerle PLT düzeyi bir süreliğine yükselip normal seviyelere düşebilir.

Trombosit yüksekliği ne zaman tehlikelidir?

Yüksek PLT nedeniyle vücutta aşırı trombosit bulunur ve bu kişiler aşırı pıhtılaşma ve çok fazla kanama riski altında olabilir. Trombosit yüksekliğin en sık görülen belirtileri şöyledir:

  • Parmak uçlarında, ellerde, ayaklarda yanma veya karıncalanma
  • Baş dönmesi
  • Yorgunluk
  • Göğüs ağrısı
  • Burun ve diş eti kanamaları
  • Kolay morarma

Trombositlerin neden yüksek olduğunu görmek için,  özel genetik testler dahil olmak üzere başka kan testleri de istenebilir. Ayrıca kemik iliğinden küçük bir örnek alınarak mikroskop incelemeleri yapılabilir.

Riskli olmayan belirtiler ilaçlarla yönetilebilir ancak çok miktarda kanama ve aşırı pıhtılaşma varsa, kalp krizi veya felç geçirme durumu nedeniyle kişinin hastaneye yatışı gerçekleştirilmelidir.

PLT neden düşer, PLT düşüklüğü nasıl yükseltilir?

Trombositlerin yeteri kadar üretilememesi veya normalden daha hızlı kullanılması düşük PLT düzeyine yol açar. Bazı etkenler, kemik iliğinin trombosit üretme yeteneğini etkileyebilir ve yeterli miktarda trombosit yapılamadığında kandaki trombosit sayısı çok düşük olacaktır.

Trombositopeni olarak da adlandırılan düşük PLT sayısı bir dizi koşul ve faktörden kaynaklanabilir:

  • Mononükleoz, hepatit, HIV veya kızamık gibi viral enfeksiyonlar,
  • Aspirin ve ibuprofen gibi bazı ilaçlar,
  • Bazı antibiyotikler,
  • Heparin tedavisi,
  • Lösemi, lenfoma veya kemik iliğine yayılan kanserler,
  • Aplastik anemi,
  • Uzun süreli kanama problemleri (mide ülserleri vb.),
  • Siroz,
  • Vücudun bağışıklık sisteminin kendi organlarına veya dokularına saldıran antikorlar ürettiği otoimmün bozukluklar,
  • Kemoterapi veya radyasyon tedavisi,
  • İntravasküler pıhtılaşma,
  • Trombositopenik purpura,
  • Hemolitik üremik sendromu,
  • Pestisitler, arsenik veya benzen gibi toksik kimyasallara maruz kalma.

PLT düşüklüğü tedavisi nasıl yapılır?

plt düşüklüğü tedavisi

PLT düşüklüğü yorgun, zayıflık, sürekli üşüme hali, baş dönmesi veya nefes darlığı gibi belirtilerin hissedilmesine neden olabilir. Ağızda kanama, ciltte kırmızı veya mor lekeler, kahverengi veya kırmızı idrar, kanlı mukus, kanlı kusma, kalıcı baş ağrısı, bulanık veya çift görme gibi semptomlar risklidir ve acil müdahale gerekir.

Trombosit sayısı mikrolitre başına 20.000'in altına düşerse, spontane kanamalar meydana gelebilir ve hayati tehlike oluşturur. Çok düşük seviyelerde olan kişiye transfüzyon yoluyla trombosit verilebilir.

Hamilelikte PLT düşüklüğü nasıl oluşur?

Hamilelikte PLT düşüklüğü, kansızlıktan sonra en sık görülen ikinci kan bozukluğu türüdür. Kadınların yaklaşık %8'inde hamilelik sırasında düşük kan trombosit sayısı (trombositopeni) teşhis edilir. Bunun hamilelik veya doğum sırasında bir problem olma ihtimali nadirdir, ancak tüm risklere karşı önlem almak gereklidir.

Gebelikte düşük trombositlerin en sık görülen nedenleri immün trombositopeni, preeklampsi ve gebelik trombositopenidir.

  • İmmün trombositopeni:

Bağışıklık sisteminin vücuttaki trombositlere saldırdığı bir durumdur. Genellikle çocukluk döneminde oluşan bir virüs enfeksiyonundan sonra gelişir. Trombositler belli bir seviyenin altına düşerse steroidlerle tedavi edilir. Cildin kolay morarması, alt bacaklarda ortaya çıkan döküntü, idrarda veya dışkıda kan gibi belirtileri mevcuttur.

  • Preeklampsi:

Yüksek tansiyon ve idrarda protein ile ortaya çıkan bir durumdur. Düşük trombositler, sıklıkla üçüncü trimesterde görülen preeklampsinin belirtisidir. Acil doğuma neden olan bu problem nedeniyle düşük olan PLT düzeyi, doğumdan birkaç hafta sonra normal aralığa dönecektir.

  • Gebelik trombositopeni:

Gebelik sırasındaki düşük trombositlerin en sık nedeni, üçüncü trimesterdeki gebeliklerin yaklaşık %5’inde meydana gelen gebelik trombositopenidir. Bunun tam olarak neden gerçekleştiği bilinmemektedir, ancak hamilelik ilerledikçe artan kan hacminin bir sonucu olduğu düşünülmektedir. Doğumdan sonra PLT seviyeleri normal seviyelere geri dönecektir.

Bebeklerde PLT yüksekliği neden olur?

PLT yüksekliği olarak bilinen trombositoz bebekler ve çocuklarda yapılan tam kan sayımından sonra görülen yaygın bir bulgudur. Genellikle geçicidir ve trombosit sayısındaki artış, iltihaplı hastalıklar nedeniyle meydana gelir. Bu durum, bebeklerde bağışıklık sisteminin henüz olgunlaşmamış olmasından veya daha sık enfeksiyon geçirmesinden dolayı daha sık görülür.

Yorum Yapın

Email adresiniz yayınlanmayacak.